
Ümraniye escort dar sokaklarında gece çökmüştü.
Yağmur yeni dinmiş, yerlerdeki su birikintileri sokak lambalarının ışığını titrek bir şekilde yansıtıyordu.
Ayşe, omzuna aldığı ince hırkayı biraz daha sıktı. Hava soğuktu ama onun içindeki boşluk, rüzgârdan bile keskin bir soğuktu.
Yirmi bir yaşındaydı. Ama hayat, yüzüne otuz yılın yükünü çoktan bırakmıştı.
Bir zamanlar gözlerinde umut vardı; şimdi o ışık sönmüş, yerini yorgunluk almıştı.
Küçükken babası alkol yüzünden evi terk etmiş, annesi ise temizlik işlerine giderek iki çocuğunu büyütmeye çalışmıştı.
Ayşe lise ikinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldı.
Annesi hastalanınca bütün yük omuzlarına binmişti.
Bir yandan kira, bir yandan ilaç parası… her şey üst üste geldi.
Önce markette kasiyerlik yaptı, sonra tekstil atölyesinde çalıştı.
Ama aldığı para hiçbir zaman yetmedi.
Bir gece, çaresizlik ateşli içinde ağlarken tanıştığı biri ona, “Hayatta herkesin seçmediği ama mecbur kaldığı yollar vardır,” demişti.
Ayşe o sözü o gece anlamadı ama ertesi sabah, o mecburi yola adım attı.
Ümraniye escort arka sokakları artık onun sessiz tanıklarıydı.
İnsanların küçümseyen, acıyan bakışlarına alışmaya çalıştı.
Ama her sabah eve dönerken aynaya baktığında, gözlerinde tanımadığı bir kadın görüyordu.
“Bu ben değilim,” derdi fısıltıyla. “Ama başka kim olabilirim ki?”
Bir gün, sabahın kucaktan inmeyen erken saatlerinde Alemdağ Caddesi boyunca yürürken bir kadın broşür uzattı.
“Kadın Dayanışma Evi — Destek Ol, Yalnız Değilsin.”
Ayşe önce tereddüt etti, ama o gün elindeki son umut kırıntısını da kaybetmişti.
Ertesi gün oraya gitti.
Kapının önünde uzun süre durdu, yağmur yeniden başlamıştı.
Sonra derin bir nefes alıp içeri girdi.
Kadınlar onu yargılamadı, sadece dinlediler.
Bir yanıt yazın