
Pendik escort soğuk bir akşamında, rüzgâr denizden sert esiyor, yağmur damlaları sokak lambalarının ışığında parlıyordu. İnsanlar aceleyle evlerine koşarken, Derya kaldırım kenarında tek başına yürüyordu. Omzundaki ince mont rüzgâra direnemiyor, ayakları su birikintilerinde kondom ıslanıyordu. Başını kaldırmadan, sessizce ilerliyordu; çünkü sokaklardaki her bakış, her fısıltı artık ona dokunuyordu.
Yirmi yaşındaydı ama yüzünde erken çökmüş bir yorgunluk vardı. Derya, Pendik escort arka sokaklarındaki eski bir apartman dairesinde büyümüştü. Evin içinde kavga, dışarıda geçim derdi hiç bitmezdi. Lise yıllarında seks çalışmak zorunda kaldı, okuldan ayrıldı. Bir yandan annesine ilaç alıyor, bir yandan kira derdine düşüyordu.
Bir süre markette kasiyerlik yaptı, ardından bir kafede temizlik… Ama kazandığı para her zaman yetmiyordu. Annesi hastalanıp yatağa düşünce, hayatın yükü tamamen onun omuzlarına bindi.
O cümle, Derya’nın içinde bir kapı araladı. Ve o kapıdan geçti.
Sonraki günler birbirine milf benzedi. Karanlık sokaklar, yabancı yüzler, bitmeyen geceler… İnsanların yargılayan bakışlarına alıştı. Artık ağlamıyordu. Ama her sabah eve dönerken aynaya baktığında, gözlerinin içinde kaybolmuş bir kız görüyordu.
“Bu ben değilim,” diye fısıldıyordu her defasında.
Bir sabah, güneş yeni doğarken Pendik vip escort sahiline gitti. Deniz griydi, martılar sessizdi. Kıyıda bir yaşlı adam balık tutuyordu. Derya yanına oturdu. Adam ona dönüp, “Deniz kirli görünür bazen kızım,” dedi, “ama içinde hâlâ hayat vardır.”
Bir yanıt yazın